Pankreas kanserinin erken evrelerinde tipik belirtiler vermemesi nedeniyle teşhisi kolay olmayabilir. Yalnızca hastanın öyküsüyle hastalığın tanısı konulamaz. Pankreas kanserinin erken evreleri çoğunlukla sindirim sistemi organlarının hastalıklarının belirtilerine benzerdir.
Pankreas kanserinin bulgularını değerlendirmek için hekim tarafından çeşitli testler ve görüntüleme teknikleri kullanılır. Aynı teknikler kanserin tanısı için kullanıldığı gibi kanserin evresinin tanımlanması için de kullanılmaktadır. Pankreas kanserinin tanı ve tedavi planlaması için kullanılan tetkikler aşağıdaki gibidir.
Hastanın öyküsü: Hastanın öyküsü pankreas kanseri için tek başına belirleyici değildir. Ancak diyabet ya da pankreatit gibi hastalıkların varlığı ve hastanın ailesinde pankreas kanseri öyküsünün bulunması risk faktörleri olarak değerlendirilir. Hastalığın teşhisi için kan testleri ve görüntüleme tekniklerine başvurulur.
Kan testleri: Pankreas kanserinin tanısı için yapılan kan testlerinde CA 19-9 ve CEA gibi tümör belirteçleri aranmaktadır. Bu değerlerin yüksekliği pankreas kanserinin tanısında kullanılabilir ancak özellikle tedavinin planlaması için belirleyici olabilmektedir. Kan testleri tedavi takibi sırasında tümörün gerilemesi konusunda fikir verir. Safra yolunun tıkandığı hastalarda ise bilirubin değerleri ve karaciğer fonksiyon testleri yüksek değerler verebilir.
Ultrasonografi: Ultrasonografi ses dalgalarıyla çalışan ve iç organların görüntülenmesinde kullanılan en yaygın tekniklerden biridir. Hemen her iç organ için kullanılır. Pankreas kanserinde de tümörlü dokuların ve kitlelerin varlığını saptamak için kullanılan erken görüntüleme sistemlerinden biridir. Ancak pankreas yerleşim itibariyle midenin arkasında kaldığı için yeterli görüntüleme sağlanamayabilir. Bu durumda ileri görüntüleme yöntemleri gerekebilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): MR ile tümörün varlığı, büyüklüğü ve çevre dokulara yayılımı büyük oranda görüntülenebilmektedir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi pankreas kanserinde de MR belirleyici bir tanı tekniğidir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): BT ile görüntülemede çekim sırasında damardan verilen kontrast madde yardımıyla tümörlü dokuların varlığı saptanabilmektedir.
Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): PET görüntülemesi pankreas kanserinin teşhisinde kullanılabilen görüntüleme tekniklerden biridir. PET görüntülemesinde, hızla bölünen ve dolayısıyla daha çok enerji tüketen kanserli hücreler hedeflenir. Damar yoluyla şeker içeren bir radyoaktif izotop solüsyonu hastaya verilir. Kanserli hücreler, daha fazla enerji ihtiyacı bulunduğundan diğer hücrelerden daha yoğun olarak bu maddeyi emer. Belirli bir sürenin ardından damardan verilen solüsyonun dağılımına göre tümörlü hücre ve dokular saptanır. PET görüntüleme tekniği pankreas kanseri tanısına yardımcı olsa da asıl olarak hastalığın evrelemesi ve tedavi takibi için önemli rol oynamaktadır.
Laparoskopi: Laparoskopi diğer yöntemlerden farklı olarak bir cerrahi tekniktir. Laparoskopi tekniği ile görüntüleme, biyopsi örneği alımı ve tedavi yapılabilir. Laparoskopide küçük kesiler açılır ve buradan karın duvarına girilir. Kamera yardımı ile karın içi gözlemlenir ve gerekli durumlarda biyopsi (doku örneği) alınabilir.
Yukarıdaki tanı ve evreleme teknikleri; hastanın durumuna göre hekim tarafından belirlenmektedir.
Pankreas kanserinin uygun tedavi için diğer kanser türlerinde olduğu gibi evreleme yapılır. Pankreas kanserinde evreleme Avrupa ve ABD tarafından kabul gören TNM sistemi ile yapılır. Ancak pankreas kanserinde özellikle belirli evrelerde TNM evrelemesi yetersiz kalabildiğinden başka tekniklerle de (klinik ve radyolojik) hekim tarafından evreleme değerlendirmesi yapılabilir. Pankreas kanserinin evreleri şu şekildedir:
Evre 1A: Tümör pankreasla sınırlı ve boyutu 2 cm’den küçüktür.
Evre1B: Tümör pankreasla sınırlı ve boyutu 2 cm’den büyük 4 cm’den daha küçüktür.
Evre 2: Pankreas kanserinde 2. Evrede artık tümör pankreas dışına yayılmaya başlamıştır. Pankreas tutulumuna ek olarak, bölgesel lenf düğümlerinde tümörlü hücreler bulunabilir. Tümör boyutu 4 cm’den daha büyüktür.
Evre 3: Pankreas kanserinin 3. Evresinde tümörlü dokular pankreasa ve yakın lenf düğümlerine ek olarak, ana arterlere yayılmaya başlamıştır. Ancak uzak organ metastazı yoktur.
Evre 4: Pankreas kanserinin ilerlemiş son evresidir. Kanser uzak organlara metastaz yapmıştır. Bu evrede tedavi seçenekleri azalmış, semptom giderici ve yaşam kalitesini iyileştirici müdahalelerde bulunulabilir.
Pankreas kanserinin tedavisi belirleyen, kanserin evresidir. Pankreas kanserinin tedavisi; cerrahi, kemoterapi, radyoterapi tedavilerinin kombinasyonlarıdır.
Pankreas kanserinde öncelikli tedavi yöntemi cerrahi tedavidir. Tümörün boyut ve yerleşimine bağlı olarak ameliyatla tümör alınır. Ameliyat sonrası dönemde kemoterapi ve radyoterapi tedavileri uygulanabilir.
Tümörün cerrahi olarak çıkarılmasının mümkün olmadığı ilerlemiş evrelerde kemoterapi ve radyoterapi tedavileri öncelikli yöntem olarak kullanılır. Bu tedavilerde amaç tümörün yayılımını durdurarak, küçülme sağlamaktır. Tümör ameliyatla alınabilir boyutlara gerilediğinde cerrahi tedavi yöntemi uygulanabilir.
Güncel medikal teknolojiler, MR-LINAC ve ETHOS gibi cihazlar hareketli organlardaki ışınlama tedavilerinin başarısını artırmaktadır. Bu tarz cihazlar çevredeki sağlam dokuların korunması ve tam isabetli tedavilerin yapılarak olası yan etkilerin minimize edilmesine olanak sağlamaktadır.
Hastalığın karaciğer gibi uzak organlara yayılım gösterdiği durumlarda ise uygulanan temel yöntem kemoterapi olmaktadır.
Pankreas karın arka duvarında yerleşmiş ve birçok kan ve lenf damarının akım yolu üzerinde yer alan bir organdır. Bu konum hastalığın agresif seyrine neden olduğu gibi, nüksetme olasılığını da artırmaktadır. Pankreas kanserinin tedavisinin ardından tekrarlaması mümkün olduğundan, kontrollerin aksatılmaması gerekir.
Pankreas kanserinden korunmanın yolu, sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmektir. Öte yandan risk grubunda bulunanların düzenli olarak sağlık kontrollerinden geçmesi gereklidir.
Sigara İçmemek ve dumanına maruz kalmamak: Sigara tüm vücut sağlığını olumsuz etkileyen ve kanserojen olduğu kanıtlanmış bir üründür. Sigara kullanmamak, kullanılıyorsa bırakmak ve pasif olarak dumanına maruz kalmamak birçok sağlık sorununun önlenmesinde etkilidir.
Yoğun alkol kullanımından kaçınmak: Alkol tüketiminin artması ve düzenli hale gelmesi hem psikolojik hem de fizyolojik sağlığı olumsuz yönde etkiler. Alkol kullanımını sınırlandırmak ya da alkol kullanmamak pankreas kanserine ve diğer kanserlere karşı alınan önlemlerden biridir.
Sağlıklı beslenme: Lif yönünden zengin olan bitkisel ürünlerin tüketimini artırmak sağlıklı beslenme için gereklidir. Paketli ve işlenmiş ürünler, tuzla kurutulmuş etler, koruyucu içeren gıdalar uzak durulması gereken ürünlerdir. Dengeli ve sağlıklı beslenmek, her gün yeterli seviyede su tüketmek genel vücut sağlığı için ve kanser riskini azaltmada önemlidir.
Hareketli yaşam: Düzenli egzersiz yapmak fiziksel ve ruhsal sağlığı olumlu yönde etkiler, bağışıklığı kuvvetlendirir. Hareketli bir yaşamla kilo kontrolü de kolaylaşır. Pankreas kanseri ve daha birçok hastalık için obezite ve stres risk faktörüdür. Düzenli fiziksel aktivite kanser riskini azaltabilir.
Kimyasal maruziyetten kaçınma: Üretim tesisleri, maden ocakları, tersaneler ve kuaförler gibi çeşitli iş kollarında kullanılan kimyasalların solunum ve temas yoluyla vücutta yıkıcı etkileri bulunabilir. İş yerlerinde ve diğer alanlarda kimyasal maruziyetten kaçınmak pankreas kanserinin önlenmesinde önemlidir.
Bunlar dışında düzenli olarak sağlık kontrollerini yaptırmak pankreas kanseri riskinin azaltılmasında etkilidir. Risk faktörlerine bağlı olarak rutin sağlık kontrolleri ve taramalar, hastalığın erken evrelerinde teşhis edilmesini sağlar. Diğer kanserlerde olduğu gibi pankreas kanserinde erken teşhis, tedavi seçeneklerini artırabilir.
Haber, Duyuru, ve her türlü gelişmeden haberdar olmak için e-bülten aboneliğini yaptırınız